Fotoğraf Makinesi Satın Alma Kılavuzu
Özellikle ilk fotoğraf makinesini satın almak, fotoğrafa yeni başlayanların yüzleşeceği ilk sınavlardan birisidir. Fotoğraf her ne kadar, ona yabancı olanlar tarafından ilk bakışta basitmiş gibi görünse de içerisinde yüksek ölçüde teknik bilgi barındırır. Bu da uzun soluklu bir yatırım olan Fotoğraf Makinesi yatırımını oldukça komplike bir tercih haline getirir.
Bu kılavuzda, ilk fotoğraf makinenizi satın alırken göz önünde bulundurmanız ve dikkat etmeniz gereken şeyleri derleyecek ve ilgi alanlarınıza, bütçenize ve zevkinize uygun bir kamera seçmenizi sağlayacak bilgileri vereceğim. Mevcutta kamera sahibi olanlar ama yakın zamanda değiştirmeyi düşünenler de bu kılavuzdan faydalanabilirler.
Özer Sanat’ta fotoğraf makineleri ve objektifler toplam 4 saat anlatıldığından, burada genel geçer bilgileri özet halinde vereceğim. Bu kılavuzda marka ve model tavsiyesinde bulunmayacağım.
Öncelikle yapılan ilk, en büyük ve en yaygın yanlıştan bahsedeceğim: Hiçbir eğitim almadan veya yetersiz bir eğitim alarak bir fotoğraf makinesi almak. Öğrenciler genellikle ellerinde yeni aldıkları kameraları ile ilk eğitimlerini almaya gelirler ve şu soru da çoğunlukla sorulur; “Hocam bu kamerayı aldım iyi yapmış mıyım?”. Biz fotoğraf eğitmenleri, alışveriş yapıldıktan sonra fikir sorulmasının fanatiği değiliz.
Daha da acı olan benim sorduğum “Peki bu kamerayı tercih etmendeki sebep nedir?” sorusunun cevaplarıdır. Genellikle de şöyledir “Ali/Ayşe bana bunu almamı söyledi.” Veya “satıcı bana bunu önerdi.” Burada önemle vurguluyorum; altyapısız tavsiye veya satıcı yönlendirmesi ile fotoğraf makinesi satın almayınız.
Peki fotoğraf makinesi tercihi neden bu kadar önemli?
Her markanın kendine özel bir sistemi var ve fotoğraf makinesi satın aldığınızda aslında bir sistem satın alıyorsunuz. Fotoğrafta ilerledikçe bu sisteme ait objektifler ve aksesuarlar satın alarak bu sisteme yaptığınız yatırımı arttırıyorsunuz. Bu durumda ilk yatırım olan fotoğraf makinesi yatırımını yanlış yaptığınızda sonraki yatırımlarınız da yanlış hale geliyor ve o yanlışı düzeltmek ise tüm sistemi elden çıkararak ve başka bir sisteme geçerek oluyor. Bu da büyük bir zaman ve para kaybı anlamına geliyor.
Şunu kesinlikle belirtmeliyim ki; “En iyi fotoğraf makinesi” diye bir şey yok. Sadece kişinin ihtiyaçlarına ve tercihlerine en uygun fotoğraf makinesi var. Benim bu kılavuzla sağlamaya çalıştığım size en uygun kamerayı, kendinizin seçmesini sağlamak.
Fotoğraf Makinesi Tercihinde Neleri Göz Önüne Almalıyız?
· Fotoğrafa ilginiz hobi olarak mı, ticari olarak mı?
· Hobi olarak ilgileniyorsanız hangi tür fotoğraflar çekmekten hoşlanıyorsunuz?
· Ticari olarak ilgileniyorsanız hangi türde faaliyet göstereceksiniz?
· Sadece Fotoğraf mı çekeceksiniz, yoksa nitelikli videolar çekme düşünceniz var mı?
· Fotoğraf Makinesi ve Objektif bütçeniz ne kadar?
· İleride bu alanda yüksek meblağlar harcama isteğiniz veya gücünüz var mı?
· Ne kadar büyük bir çanta ve ağırlık taşıyabilirsiniz?
Makalenin devamında satın alacağınız fotoğraf makinesini belirlerken tüm bu etmenleri göz önünde bulunduracağız.
Fotoğraf Makinemizi Seçelim:
Bütçe:
Tabiki öncelikle belirlememiz gereken şey; Fotoğraf Makinesine ne kadar harcayacağımız. Basit değil mi? Ne yazık ki değil. Burada belirlemeniz gereken sadece bugün ne kadar harcayacağınız değil, aynı zamanda gelecekte yeni objektifler almak istediğinizde de ne kadar harcayabileceğinizdir.
Yani bugün imkanlarınızı zorlayarak alacağınız bir kameraya, yüksek objektif fiyatları nedeniyle yarın yeni bir objektif alamayabilirsiniz. O sebeple önemli olan satın alabileceğiniz en pahalı makineyi satın almak değil, yarın bir objektife daha ihtiyaç duyduğunuzda zorlanmadan satın alabileceğiniz bir kamera satın almaktır.
Fotoğraf Makinesi Sistemi:
Öncelikle bu noktadan sonra “Fotoğraf Makinesi” yerine “Kamera” sözcüğünü kullanacağım. Çünkü uluslararası olarak bu sözcük kullanılıyor, kaldı ki fotoğraf makineleri sundukları video özellikleri ile de bu sözcüğü hak ediyorlar.
Kameralar iki ana ayrıma sahiptir.
· Objektifi Değiştirilemeyen (Sabit) Kameralar
o Basit Kompakt Kameralar
o Nitelikli (Bridge veya DSLR-Like) Kompakt Kameralar
· Objektifi Değiştirilebilir Kameralar
o DSLR (Digital Single Lens Reflex) Kameralar
o Aynasız (Mirrorless) Kameralar
o Telemetreli (Rangefinder) Kameralar
Geleceğe yönelik bir yatırım olarak objektifi değiştirilebilir bir kamera edinmenizi şiddetle tavsiye ederim. Böylelikle gelecekte çekeceğiniz türler değişse veya genişlese de farklı objektifler edinerek kameranızı kullanmaya devam edebilirsiniz. Veya gelecekte objektiflerinizin uyumlu olduğu daha gelişmiş bir kamera satın alabilirsiniz.
DSLR mi? Aynasız mı?
Geçtiğimiz 15 yıl boyunca, fotoğrafla ciddi şekilde ilgilenenler için dominant seçim DSLR kameralardı. Ancak son 5 yılda teknolojinin de gelişmesi ile daha kompakt boyutlarda olan ve fotoğraf çekmeyi kolaylaştıran teknolojiler sunan aynasız kameralar hayatımıza girdi.
İki sistemin de birbirine göre avantajları ve dezavantajları mevcut. Aşağıda bunlara değineceğiz, ancak herkes artık tek bir şeyden emin: DSLR kameralar yavaş yavaş ortadan kalkacaklar.
DSLR:
DSLR kameralarda, görüntü objektifin içerisinden gelerek, hareketli bir ayna sistemi ve prizma yoluyla organik olarak vizör içerisinden görülür. Komplike bir dürbünden bakmaya benzetilebilir.
+DSLR kameralar aynasız muadillerine göre fiyat olarak genellikle biraz daha ekonomiktirler. Uzun zamandır piyasadaki dominant sistem olduğundan ikinci elde uygun fiyatlara gövde ve uygun objektif bulmak kolaydır. Aksesuarları da yaygın ve kolay bulunur.
- Buna karşın aynasız kameralara göre birçok dezavantajları vardır; bunların başında aynasız kameralardan daha büyük ve daha ağır olmaları gelir. Ayrıca çekilen fotoğrafın pozlamasını (aydınlık/karanlık oluşunu) ve net alan derinliğini fotoğrafı çekerken değil çektikten sonra görebiliriz. Netleme noktaları kadrajın orta alanına toplanmıştır. Fotoğraf çekerken yüksek ses çıkartırlar, bu nedenle sessiz ortamlarda kullanılması mümkün değildir. Video çekenlere ise hiç uygun değildir.
Ben artık DSLR kameraları sadece bütçesi kısıtlı olanlara öneriyorum. Hatta ikinci el satın alınması, ileride daha az zarara neden olacağımdan daha mantıklıdır. Çünkü bu sistem terk edilmeye başlandığından, bir zaman sonra elden çıkarmak zor ve zararlı olacaktır. İkinci el satın alım riskli bir alışveriş olsa dahi, ileride yayınlayacağım “İkinci El Ekipman Satın Alma Rehberi”ni okuyup, uygulayarak bu riskleri minimize edebilirsiniz.
DSLR Kamera Üreten Markalar: Canon, Nikon, Pentax
Aynasız (Mirrorless):
Aynasız kameralarda, objektifin içerisinden giren görüntü doğrudan sensör üzerine yansır ve kişi bir elektronik vizörden (minyatür bir ekrandan) bu görüntüyü görür.
+Aynasız kameralar DSLR’lara göre daha küçük ve daha hafiftirler. Vizör içerisindeki ekrandan fotoğraf çekerken, birebir çekilen fotoğraf görülür ve bu da fotoğrafçının işini oldukça kolaylaştırır. Netleme noktaları tüm kadraja dağılmıştır. Hareketli ayna sistemi olmadığından daha sessizdirler. Bazı modellerde ayrıca hiç ses çıkarmayan elektronik perde sistemi bulunur. Daha geniş ve doğru netleme yaparlar ve yapay zeka entgrasyonları ile daha kullanışlıdır. Pozlama ve manuel netleme yardımcıları da mevcuttur. Yazılım güncellemeleri ile yeni özellikler kazanabilirler.
-DSLR’lara göre daha pahalıdırlar. Objektifleri de daha yeni teknoloji olduklarından daha pahalıdır. Henüz ikinci el ürün bulmak DSLR kadar kolay değildir. Alt ve orta seviye kameraların vizör çözünürlükleri biraz düşüktür. Objektif takıp çıkartırken ayrıca dikkat etmek gerekir. Daha fazla pil harcadıklarından ekstra pil bulundurmak gerekir.
Marka: Canon, Fujifilm, Leica, Nikon, Olympus, Panasonic, Sony
Hangi Sensör Boyutu: Orta Format mı? Tam Kare mi? APS-C mi? Micro Four Thirds mü?
Sensör boyutu; fotoğraf kalitesini doğrudan etkileyen en önemli faktördür. Genel olarak aynı teknolojide bir sensör ne kadar büyük olursa ışık algısı ve detay o kadar fazla, dijital kirlenme (noise/gürültü) o kadar az olur. Sensör boyutu aynı zamanda kullanılacak objektif tercihini de etkiler.
Ancak sensör boyutu büyüdükçe kameralar daha pahalı, daha büyük ve ağır hale gelirler. Yine objektifleri de hem daha büyük ve ağır, hem de daha pahalı olurlar. Bu nedenle sensör boyutu tercihinde taşıyabileceğiniz hacim ve ağırlıkla birlikte, harcayabileceğiniz bütçeyi de göz önüne almalısınız.
Orta Format (Medium Format): Ticari işler ve büyük baskılar alan profesyonel fotoğrafçılar tarafından tercih edilirler. Oldukça büyük, ağır ve pahalıdırlar. Objektif seçenekleri de kısıtlıdır. Fotoğrafa yeni başlayanlara önerebileceğim bir format değil.
Marka: Phase One, Hasselblad, Leica, Fujifilm
Tam Kare (Full Frame): Eski 36’lık 35mm film ile aynı boyutta olduğundan sektör standardıdır. Ağırlıklı olarak ticari ve hevesli fotoğrafçılar tarafından kullanılırlar. Orta format kadar olmasa da büyük, ağır ve pahalıdırlar. Ancak tercih edilen markaya göre objektif seçenekleri fazladır. Markalar yüksek kaliteli objektiflerini bu formatlara göre üretirler. Bu formatı sadece fotoğraf konusunda ciddi olan, büyük ve ağır ekipman taşımayı sorun etmeyen, kamera ve lens bütçesi konusunda sıkıntısı olmayanlara öneririm.
Marka: Canon, Nikon, Panasonic, Pentax, Sony
APS-C (Crop Sensör): Eski 24’lük film ile aynı boyuttadır. Hem hobi fotoğrafçıları, hem ticari fotoğrafçılar tarafından kullanılır ve en popüler formattır. Boyut, ağırlık ve fiyata oranla performansı yüksektir. Seçilen markaya göre objektif seçeneği çoktur.
Marka: Canon, Nikon, Pentax, Sony,
Micro Four Thirds: En küçük değiştirilebilir objektifli kamera sensörüdür. Kameraları ve objektifleri küçük olduğundan hafif gezmek isteyenler tarafından tercih edilirler. Düşük ışıktaki handikaplarını, piyasa lideri titreşim engelleme sistemleri ile giderirler.
Marka: Olympus, Panasonic, Xiaomi
Kamera sistemimizi ve sensörümüzü belirledik. Belirlediğimiz segmentte nelere dikkat edeceğimize…
Çözünürlük (Resolution):
Sensör üzerinde yer alan ışığa duyarlı hücrelerin miktarıdır. Megapiksel değeriyle belirlenir. Çözünürlük ne kadar artarsa, fotoğraf o kadar büyük basılabilir ve o kadar çok detay içerir. Ancak aynı sensör boyutunda yüksek çözünürlüğe sahip sensörler genellikle, aynı teknolojide üretilmiş düşük çözünürlüklü sensörlere göre daha çok dijital kirlenme (noise/gürültü) yaratırlar. Dosya boyutları daha büyük olduğu gibi, efektif şekilde işlemek için yüksek donanımlı bilgisayar gerektirirler.
16 Megapiksel ve üstü çözünürlükler yeni başlayanlar için oldukça yeterlidir. Teknolojinin geldiği noktada en yaygın çözünürlük 24 Megapikseldir. Eğer fotoğraf ile ilgimiz ticari değilse ve çok büyük baskılar almıyorsak, bunun üzerine çıkmak bana göre biraz lükse kaçmak olacaktır.
Netleme Sistemi ve Nokta Sayısı:
Kameraların geldiği son noktada bana göre en önemli özellik netleme sisteminin ne kadar hızlı ve başarılı olduğudur. Çünkü aynı seviyedeki kameralar arasındaki fotoğraf kalitesi fark edilmeyecek kadar az hale gelmiş durumda.
Eğer bir DSLR kamera satın alıyorsanız, önemli olan kaç netleme noktası olduğudur. Tüm DSLR kameralar aynı netleme sistemini kullanır. Matematik basittir, ne kadar çok nokta, o kadar iyi netleme.
Tercihinizi aynasız kameradan yana kullanacaksanız; kameranızın Phase Detect AF (Faz Algılamalı AF) veya Hybrit AF netlemeye sahip olduğuna emin olun. Ayrıca Eye AF (Göz Netleme) ve Animal Eye AF (Hayvan Gözü Netleme) gibi özelliklerin olması da bir artı sağlayacaktır.
Seri Çekim Hızı:
Kameranın deklanşörüne basıldığında, seri çekimde 1 saniyede kaç kare çekeceğiniz belirleyen özelliktir. Özellikle aksiyon, spor ve vahşi doğa çekecekler için önem arz eder. Değer ne kadar yüksek olursa, hareket o kadar kolay yakalanır.
Kamera tipinden bağımsız olarak 5 kare ve üzeri, yeni başlayan bir kullanıcı için yeterlidir. Ancak yukarıda yer alan türlerden birini icra edecekseniz, ne kadar çok kare, o kadar iyi. Ayrıca kameranın önbelleğinde kaç fotoğraf tutabildiği de seri çekim çalışanlar için önemli bir faktördür.
Sensör Hassasiyeti (ISO Aralığı):
Kameranın düşük ışık kabiliyetini belirler. Genellikle son iki stop ISO değeri kullanılmayacak kadar kirli görüntüler verir. Örneğin bir kameranın ISO aralığı 100-12.800 ise; 100-3.200 arasında kullanılabilir fotoğraflar elde edilebileceği anlamına gelir. Bu da oldukça yeterlidir. Ancak sahne, konser fotoğrafçılığı gibi türlerde sıklıkla düşük ışıkta elde çekimler yapacaksanız, o zaman yüksek ISO’lara çıkabilen bir gövde tercih etmelisiniz.